Would you like to make this site your homepage? It's fast and easy...
Yes, Please make this my home page!
GÖKMEN TURAN DENiZ BENiM HAYATI
GÖKMEN
TURAN DENiZ BENiM
HAYATIMDIR...

CİĞERLERİMİZİ NASIL
DOLDURALIM?





Apnea
ve sualtı avcılığı için, ciğerlerin doğru ve tam doldurulmaları çok önem
taşır. Bu işlem, tamamen teknik bir konudur ve sağlıklı bir bünyenin
kolaylıkla başarabileceği bir işlemdir.
Konsantrasyon, zihin gücü
ve düşünce becerisi, nefesli dalışın psikolojik kısmını yani yarısını
oluşturur. Bu becerileri geliştirmek için, konu hakkında bilgi toplamak,
okumak ve bol bol antrenman gerekiyor. İşin diğer yarısı, doğru nefes alıp
verme, ciğerlerin tam ve doğru doldurulmaları, diyafram kullanımı, nefes
tutma şekil ve teknikleri gibi parametrelerden oluşur.
Sıkça bahsedilen ciğer kapasitesi deyimi, ciğerlerimizin tam dolu olduğu
zaman, içindeki havanın hacmini ifade eder. Standartlar dahilinde ortalama
değer 6 litredir. Ciğer hacmi 9-10 litreyi bulan insanlar olduğu gibi, 4
litre ile sınırlı olanlar da mevcut.
Ciğer kapasitesinin yüksek olması, avantajdır, ancak herşey demek değildir.
Önemli olan, ciğerlerimize doldurduğumuz havayı, mümkün olduğu kadar
ekonomik ve dikkatle kullanmaktır. En çok oksijeni kaslarımız tüketir. Bunun
anlamı, sualtında iken mümküm olduğu kadar, suya uyum sağlamak, ağır hareket
etmek, gereksiz devinimlerden kaçınmaktır. Bu disiplinin, avcılık için de
çok önem taşıdığını unutmayalım.
Doğru nefes alıp vermek ve
hipervantilasyon
Vantilasyon ritmi,
organizmanın, ihtiyaç duyduğu oksijen miktarına göre belirlenir. Kandaki
karbondioksit miktarının yükselmesi ve oksijen miktarının düşmesi, nefes
alma ihtiyacı oluşturur. Nefesimizi tuttuğumuz andan itibaren, organizmanın
oksijen ihtiyacı, ciğerlerimizde, depoladığımız havadan kullanılacaktır.
Ne kadar az oksijen
tüketirsek, nefes tutma süresi uzar, ancak tehlike sınırı olduğunu da
hatırlatalım.
Oksijeni, kandaki kırmızı hücreler
taşır. Bu hücreler, her zaman satüredir, yani, hava ile temas ettikleri
anda, yüklenebilecekleri tüm oksijeni alırlar. Bu özellik, çok önemli bir
konunun anlaşılmasına yardımcı olacaktır ; Hipervantilasyon
Derin ve arka arkaya yapılan nefes
alıp verme işlemine hipervantilasyon diyoruz. Nefesli dalış ve sualtı
avcılığının, bugünkü seviyelerine henüz ulaşmadığı 60 lı yıllarda,
hipervantilasyonun, apnea süresini uzattığı ve yapılmasında fayda olduğu
düşünülüyordu. Ancak, bu tekniğin son derece riskli ve hatta senkop sonucu
ölüme neden olabileceği artık biliniyor. Kırmızı hücrelerin, her zaman
oksijenle tam olarak yüklendiğini biliyoruz, o halde, nefes alıp verme
sıklığı ve derinliği ne olursa olsun, bu hücreler, alabileceğinden daha
fazla oksijen yüklenemez, yani kandaki oksijen miktarı artmaz ancak başka
bir olay meydana gelir.
Karbondioksit seviyesi, kritik uyarı
noktasının altında kalır. Nefes alma ihtiyacını belirleyen bu seviye, alt
sınırda olduğu için nefes almaya ihtiyaç duymayız, halbuki oksijen tükenmeye
devam etmektedir.
Sualtında iken, kendimiz çok konforlu
hissederiz ve organizmamızın oksijene ihtiyacı olduğu halde, uyarı sistemini
kandırdığımız için, hava alma ihtiyacı oluşmaz. Çıkışa geçtiğimiz zaman geç
kalınmış ise, bilinç kaybı ve bayılma, birden gelir ve eğer yalnız isek,
boğulma ve ölümle sonuçlar. Apneistlerin ve sualtı avcılarının en büyük
düşmanı olan Senkop meydana gelir. Bu nedenle, özellikle yeni başlayanlar
için çok önemli bir temel uyarı yapmak gerekiyor ; Kesinlikle
Hipervantilasyon Yapmayınız
Nefes alıp verme ritmi, sakin ve uzun
periyodlu olmalıdır. Av sırasında, nefes nefese kaldı iseniz, muhakkak ara
verin, tekneye veya kıyıya çıkın, birkaç balık ayıklayın, yer değiştirin
veya partnerinizle sohbet edin ve en az 10 dakika soluklanın.
Avlanma ritmi çok önemlidir. Örnek vermek
gerekirse, 10 metrelerde avlanıyorsanız, iniş çıkış dahil 1 - 1,15 dakika,
iyi bir performanstır. Bu süreyi aşmamak kaydı ile, her dalış arasına,
ortalama 3 dakika soluklanma koyarsanız, uzun süre av yapabilirsiniz
Ciğerlerin tam doldurulması
Ciğerlerimiz, kaburgalarımız ve
alt kısımda bulunan diyafram kası ile çevrelenir. Öncelikle diyaframın,
aşağı hareketi, sonra, kaburga ve köprücük kemiklerinin ileri ve yukarı
hareketleri ile ciğerler şişer, aynı hareketlerin tersi ile söner.
Oturduğumuz yerde veya dinlenirken, dolum işlemi oldukça sınırlıdır.
Gerektiği kadar hava alır ve veririz. Oysa,
nefesli dalış için, dolum işleminin, ciğerlerin en uç noktalarına kadar
yapılması gerekiyor. Bu işlem birkaç safhadan oluşur.
Satıhta gerektiği gibi
soluklanıp gevşediniz. Kalp ve nefes alıp verme ritminiz normal sınırlarda.
Ciğerlerinizi zorlamadan
nefesinizi verdikten sonra, önce diyaframınızı çalıştırarak, ciğerlerin alt
ve uç kısımlarını tam olarak doldurun. Bunu yapabilmek için, göğsünüzü
kullanmadan, karnınızı, bir hamile gibi şişirin. Bu işlem sonucu,
diyaframınız, alabileceği en aşağı pozisyonu alacaktır. Hemen arkasından,
karnınızın pozisyonunu bozmadan, göğsünüzü şişirin ve dolum işlemini,
omuzlarınızı biraz geri alarak tamamlayın. Bu çalışmayı, karada, yere bağdaş
kurarak ve belinizde sizi sıkan bir şey olmadan çalışabilirsiniz.
Boşaltma işlemi de aynı şekilde
tersine sıra ile yapılır. Ciğerlerinizi tamamen boşaltmak için efor
sarfetmeyin.
Karnınızı şişirebilmeniz için,
kullandığınız ağırlık kemerinin esnek malzemeden olması gerekiyor.
Nefesin tutulması
Ciğerlerinizi tam olarak doldurdunuz.
Sıra deponun ağzını kapatmaya geldi. Ciğerlerin kapatılma yöntemi oldukça
önemlidir. Özellikle yeni başlayanlar, bu konuda sıkça hata yaparlar.
Nefesinizi, diyaframdan
tutabilirsiniz. Bu durumda, diyafram kasılır ve o pozisyonda kalır.
Ciğerleri sürekli aşağı çekili tuttuğu için de siz nefesinizi tutmuş
olursunuz. Ciğerlerinizi doldurduktan sonra, ağzınızı kapatmadan bu şekilde
nefesinizi tutabilirsiniz.
Diyafram oldukça büyük
bir kastır ve çalıştığı zaman çok oksijen tüketir. Nefes tutmak için,
diyaframınızı kasıyorsanız hem belirli oranda stres yaşarsınız hem de, apnea
süreniz kısalır.
Ciğerlerinizi bir balon gibi
düşünün. Havanın tek çıkış yolu olan gırtlağınızı kapatırsanız, bu balonun
ağzını bağlamış olursunuz. Yutkunma işlemi sırasında, nefes borunuz nasıl
kapanıyorsa, aynı işlemi bilinçli olarak yapmayı deneyin. Tarifinden daha
kolay olduğunu göreceksiniz. Nefesinizi, gırtlağınız ile tuttuktan sonra,
diyafram ve göğüs kafesiniz rahat pozisyonda serbest bırakın,
ciğerlerinizdeki hava, her noktaya aynı basıncı uygulayacağı için, nefes
tutmanın meydana getirdiği stresi en aza indirger.
Birkaç püf noktası
Ciğerlerini, hiçbirzaman patlayacakmış kadar doldurmayın
Kesinlikle hipervantilasyon yapmayın
Oksijen ihtiyacınız sizi zorlamadan önce, henüz rahat iken, işinizi bitirip
çıkmaya bakın
Nefesli dalış, belirli disiplinler haricinde, ve özellikle sualtı avcılığı
için kullanıldığında, bir yarışma olmamalıdır. Bu sporu, kendi zevkiniz ve
huzurunuz için severek yapın.
Her zaman doğru malzeme kullanın.
Saygılarımla